Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ŞUTSO) organize ettiği Kahramanmaraş merkezli 11 ilin etkilendiği depremin ardından yeniden yapılanan iller için düzenlediği “Bölgesel İnşaat Toplantısı” ŞUTSO Meclis Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Programda konuşan ŞUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yetim, “Bilimsel aklı, rasyonel yöntemleri, uluslararası standartları, ülkemizin ve bölgemizin deprem gerçeğini merkeze alan, çevreyi ve tarımsal alanları koruyan bir anlayışla yeniden yapılanma ve inşa sürecini hızlı bir şekilde başlatmamız artık kaçınılmazdır.” dedi. ŞUTSO Meclis Başkanı Serhat Karadağ ise, “İnşaat ve yapı sektöründe yer alan firmalar olarak bizler, şehirlerimizi yeniden inşa edip ayağa kaldıracak bilgi, deneyim, birikim ve altyapıya sahibiz.” dedi.
Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ŞUTSO) organize ettiği “Bölgesel İnşaat Toplantısı” ŞUTSO’da düzenlendi. Programa, Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Dönüşüm Alanları 6 Dairesi Başkanı Mustafa İnan, Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hüseyin Aras, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi İmar Ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Haliliye Belediyesi Başkanlığı İmar Müdürlüğü, Karaköprü Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü, Eyyübiye Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü, Harran Üniversitesi Kentleşme Ve Çevre Sorunları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Mithat Arman Karasu, TOBB Odalar ve Borsalar Birliği Sektör Meclis Sorumlusu Neslihan Doğan, TOBB Odalar Ve Borsalar Birliği Uzman Yardımcısı Kadir Akalın, ŞUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yetim, ŞUTSO Meclis Başkanı Serhat Karadağ, ŞUTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri, ŞUTSO Hukuk Müşaviri Av.Cüneyd Altıparmak, Adıyaman Ticaret Ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Torunoğlu, Adıyaman Ticaret Ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkan Vekili Ercan Tayınlamak, Antakya Ticaret Ve Sanayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası,Tügem Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği Başkan Vekili Mustafa Hakan Özelmacıklı, Orkent İnşaat İmar San.Ve Tic.A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Şen, Şanlıurfa İnşaat Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Berat Mahsun Kaya, Şanlıurfa Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Abdulvahap Bayram, Şanlıurfa İç Mimarlar Odası Başkanı Nedim Çiçek, Çevre Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası Başkanı Mehmet Selim AÇAR, Şanlıurfa Mimarlar Odası Şube Başkanı Pirkan Kılıç, Şanlıurfa Harita Ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Güzeller ve kamu kruum ve kuruluş ile basın mensupları katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan ŞUTSO Meclis Başkanı Serhat Karadağ vatandaşlarımızın depreme dayanıklı yapılar ve dirençli şehirlerde yaşamalarını, ilgili bakanlıklarımız ve kurumlarımızın bu konuda gerekli tedbirleri alma çabasında olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi:
“Sayın Daire Başkanım, Sayın Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanım, Sayın TOBB Sektör Meclisleri Sorumlum, Gaziantep, Diyarbakır, Malatya ve Antakya Ticaret ve Sanayi Odalarımızın kıymetli Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarımız ile STK’larımızn değerli yetkilileri, bölgemiz inşaat sektörünün kıymetli temsilcileri, saygıdeğer misafirler ve basın mensupları, hepinize programımıza hoş geldiniz diyor, sizleri saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Bölge illeri olarak geçen yıl 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli büyük bir deprem yaşadık. Tabii burada, öncelikle depremlerde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımızı rahmet ve saygıyla anıyor, kederli ailelerine ve yakınlarına sabırlar, yaralanan vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Denildiği gibi, yaşadığımız gibi, ülke ve bölge illeri olarak bizim için gerçekten de “Asrın Felâketi”ydi. 50 binden fazla insanımızı kaybettik, yüz binlerce vatandaşımız yaralandı, on binlerce binamız yıkıldı, alt ve üst yapılarımız kullanılamaz hale geldi. Ekonomik olarak da, ülkemize yaklaşık 110 milyar dolarlık bir maliyete yol açtı.
Hâlâ yaralarımızı sarmaya, maddi ve manevi zararlarımızı telafi etmeye çalışıyoruz. Bugün burada bulunmamızın önemli bir sebebi de, aslında budur. Hep birlikte, el ele vererek dayanışma ruhu, ortak akıl ve istişareyle sorunlarımızı ve çözüm önerilerini tespit etmek, taleplerin karşılık bulması için ortak irade göstermek için bir aradayız.
BAŞKAN KARADAĞ: SÜRECİ HEP BİRLİKTE YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ
Muhakkak hepimiz, vatandaşlarımızın depreme dayanıklı yapılar ve dirençli şehirlerde yaşamalarını isteriz. Tabii ki, devletimizin, ilgili bakanlıklarımız ve kurumlarımızın bu konuda gerekli tedbirleri alma çabasında olduğuna,
kentlerimizi yeniden inşa etmek ve yaşanabilir duruma getirmek için çeşitli yatırımlar sunduğuna inanıyoruz. Ancak depremlerin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, deprem öncesi günlere dönmediğimiz de bir realite olarak önümüzde duruyor. Dolayısıyla, bölgemizin kentsel anlamda tekrar kalkınması,
mağdur ailelerimizin konut ihtiyaçlarının mümkün mertebe kısa sürede giderilmesi, dirençli ve dayanıklı yapıların minimum maliyetle inşa edilmesi için sektörümüzün aktif bir şekilde sürece dahil edilmesi, finans ve mali açıdan gerekli teşvik ve desteklerin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
Zira, inşaat ve yapı sektöründe yer alan firmalar olarak bizler, şehirlerimizi yeniden inşa edip ayağa kaldıracak bilgi, deneyim, birikim ve altyapıya sahibiz. Devletimizin bizimle yapacağı iş birliği ile kolektif bir şekilde çalışırsak, inşa sürecinin hiç beklenmediği kadar hızlı ve nitelikli ilerleyeceği kanaatindeyiz.
Elbette, özel sektörümüzün sürece arzu ettiğimiz düzeyde katılıp en önemli bileşen ve aktör olması için finansmana erişim gibi temel sorunlarımızın da çözülmesi gerekiyor. Kentsel anlamda mevcut durumda içinde bulunduğumuz krizi fırsata çevirip imar planlarımızı revize etmemiz,
dirençli ve akıllı kentler inşa edip çarpık kentleşmeden kurtulmamız, tarihsel ve kültürel yapılarımızı koruyup sürdürülebilir kılan plan ve projeler geliştirmemiz büyük önem taşıyor. İfade ettiğim gibi, bugün de bu tür temel meselelerimizi istişare etmek için bir aradayız.
Toplantımızdan çıkan öneri ve talepleri raporlandırarak üst kuruluşumuz olan TOBB aracılığıyla ilgili bakanlık veya bakanlıklara ileteceğiz. Bölge illerinin Ticaret ve Sanayi Odaları olarak diğer ilgili kurumlarla iş birliği içinde süreci hep birlikte yakından takip edeceğiz. Önemle belirtmek isterim ki, deprem sürecinde yaralarımızı sarmak, mağdur vatandaşlarımızın yardımına koşmak için toplumsal, kurumsal ve bireysel olarak sergilediğimiz yardımlaşma, dayanışma ve birlik-beraberlik ruhunu ve anlayışını, kentlerimizi yeniden inşa etmek için de gösterebiliriz. Bu, bizim elimizde.
Duyarlılık gösterip toplantımıza iştirak ettiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, toplantımızın ülkemiz, bölgemiz, illerimiz ve kurumlarımız adına verimli geçmesini diliyorum. Sizleri bir kez daha saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
ŞUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yetim ise İnşaat ve yapı sektörünün Ülkemizin ekonomisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaparak şunları ifade etti:
Geçen hafta “Asrın Felâketi” olarak yaşadığımız 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıl dönümünü yâd ettik. Depremlerde 53 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybederken, 100 binden fazla insanımız da yaralandı. Kaybettiklerimizi ayrı ayrı rahmet ve minnetle anıyor, ailelerine,
yakınlarına ve biz geride kalanlara sabırlar diliyorum. 14 milyon insanımızın etkilendiği 6 Şubat depremleri bizim için büyük bir sosyal travmaya yol açtığı gibi, ciddi bir ekonomik kayıp yaşamamıza da neden oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in en son yaptığı açıklamaya göre, depremin ülkemiz ekonomisine maliyeti 110 milyar dolar oldu.
Elbette, bu anlamda en çok etkilenen, zarar gören sektörümüz inşaat ve yapı sektörü oldu.
İnşaat sektörü, ülkemizin ekonomisi için yarattığı katma değer ve istihdam olanakları ile en önde gelen sektörlerin başında gelmektedir. Özellikle yaşadığımız depremlerle birlikte,
inşaat sektörünün artık sadece yapı inşa etmek ile sınırlı olmadığını ya da olmaması gerektiğini gördük. Sektörümüz çevre dostu, sosyal sorumluluk bilincine dayalı, toplumsal yapı ve yaşama doğrudan nüfuz eden, yeni nesil teknolojiyi esas alan, saydam ve sürdürülebilir bir üretim alanı da olmalı.
BAŞKAN YETİM: SEKTÖRÜN BÜYÜK BİR İSTİHDAM KAYNAĞI OLMASI ÖZELLİĞİYLE DE 'SÜNGER SEKTÖR' OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ
Malumunuz, tüm dünyada her geçen gün artan bir nüfus var ve bu nüfusun büyük çoğunluğu da kentlerde yoğunlaşıyor. Bununla birlikte, değişen iklim koşulları nedeniyle doğal afetlerde de bir artış yaşanıyor. Dolayısıyla, hem konut ihtiyacının karşılanması hem de dirençli, dayanıklı ve akıllı kentlerin inşası için inşaat ve yapı sektörünün önemi daha da artmıştır.
Ülkemiz inşaat sektörü, büyük ölçüde ulusal sermayeye dayanmakta ve yüzlerce meslek dalını ilgilendirmesi nedeniyle istihdam ve üretim sürecini önemli ölçüde etkilemektedir. Ulusal ve uluslararası alanlarda büyük bir deneyime ve potansiyele sahip olan sektörümüz, kendisine bağlı 200'den fazla alt sektörü harekete geçirmekte,
bu özelliğiyle adeta 'lokomotif sektör' görevi görmektedir. Sektörün büyük bir istihdam kaynağı olması özelliğiyle de 'sünger sektör' olduğunu söyleyebiliriz. Sektöre girdi sağlayan ve faaliyetlerini bu sektördeki gelişmelere bağlı olarak devam ettiren öteki sektörlerin katkısı da dikkate alındığında, inşaat sektörünün ülke ekonomisindeki payı 30’lara ulaşmış durumda. Sektörümüz Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’sının yaklaşık yüzde 6’sını oluşturmakta, ülke genelinde yaklaşık 1,5 milyon kişiye iş olanağı sağlamaktadır.
İnşaat ve yapı sektörümüzün ekonomimiz açısından taşıdığı bu öneme oranla beklediğimiz değeri ve desteği gördüğünü söylememiz pek mümkün değil. Nitekim, son yıllarda döviz kurlarında meydana gelen dalgalanmalar, enflasyonda ve girdi maliyetlerinde yaşanan yüksek artışlar,
yaşadığımız 6 Şubat depremleri gibi birçok nedenden dolayı, sektörümüz çok büyük sorunlar ve zorluklarla baş başa kaldı. Ancak, sorunlarımızın köklü ve kalıcı çözümü için atılmış somut adımlardan bahsetmemiz neredeyse imkânsız gibi. Zaten bugün, ilgili birkaç temel sorunumuzu hep birlikte konuşup istişare etmek ve çözüm önerileri sunmak için buradayız. Özellikle 6 Şubat depremleri ile birlikte, inşaat sektörünün ve sektördeki sorunların çözümünün, biz sektör temsilcilerinin taleplerinin ülkemiz, bölgemiz ve kentlerimiz için taşıdığı önemi müşahade ettik. Ancak, sektörümüz ağır girdi maliyetleri altında adeta ezilmektedir. Dün açıklanan TÜİK verilerine baktığımızda bile,
inşaata dair tüm maliyetlerde büyük bir artış olduğunu görüyoruz. Örneğin, inşaat maliyet endeksi bir önceki yıla göre, yüzde 67,31 artmış durumda. İnşaat malzeme endeksi yüzde 54,26, işçilik endeksi ise tam yüzde 111,83 oranında artmış. Kısacası, inşaat sektörüyle ilgili her kalem ve kategoride büyük bir maliyet artışı söz konusu olduğunu,
sektör girişimcilerine ciddi bir mali yük getirdiğini, bunun da inşa edilen konut sayılarına ve satışlarına, yani arz-talep dengesine olumsuz yansıdığını söyleyebiliriz. Nitekim, yine güncel verilere baktığımız zaman, Türkiye genelinde 2023 yılı içinde konut satışlarında da yüzde 17,5 oranında bir düşüş yaşanmış.
Deprem bölgesi illerinde ise, konut satışlarındaki düşüşün Türkiye ortalamasının çok üstünde olduğunu görüyoruz. Depremin merkezi olan Kahramanmaraş’ta konut satışlarında yüzde 43 civarında bir düşüş yaşanırken, Hatay’da yüzde 54, Adıyaman’da ise yaklaşık yüzde 40 oranında bir düşüş gerçekleşmiş.
Gaziantep ve ilimiz Şanlıurfa’da da yüzde 10-12 civarında bir azalış olduğunu söylemek mümkün. Biz bu verilere baktığımızda, gidişatın sektörümüz açısından umut verici olmadığını, dolayısıyla, sektörümüzün içinde bulunduğu durumun ne kadar kötü olduğunu görüyoruz.
6 Şubat depremleri, ne kadar riskli bir bölgede yaşadığımızı, dayanıklı, dirençli ve akıllı yapılar ile sürdürülebilir kentlere ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu bize gösterdi. Bilimsel aklı, rasyonel yöntemleri, uluslararası standartları, ülkemizin ve bölgemizin deprem gerçeğini merkeze alan,
çevreyi ve tarımsal alanları koruyan bir anlayışla yeniden yapılanma ve inşa sürecini hızlı bir şekilde başlatmamız artık kaçınılmazdır. Kentlerimizi bu çerçevede inşa ederken, özel sektör olarak bizim de sürece dahil edilmesi, talep ve önerilerimizin dikkate alınması, finans ve mali anlamda sektörel sorunlarımızın ivedilikle çözülmesi de,
bir zorunluluk olarak önümüzde duruyor. Bunun için de hep birlikte tüm paydaşlarımızla dayanışma ve iş birliği içinde hareket etmemiz, lobi faaliyetlerimizi artırmamız gerekiyor. Biz Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası olarak, bu konuda şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da üzerimize düşen her türlü görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazırız.
Bugün böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmamız, sektör temsilcilerini buluşturmamız, hak verirsiniz ki, bunun en önemli göstergelerinden biridir. Sektörümüze gerekli önem ve önceliğin gösterilmesi temennisiyle, toplantımızın ülkemiz, bölgemiz ve kurumlarımız adına verimli geçmesini diliyorum.
Katılımınız için de hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, sizleri bir kez daha saygı ve muhabbetle selamlıyorum.” dedi.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Dönüşüm Alanları 6 Dairesi Başkanı Mustafa İNAN, Harran Üniversitesi Kentleşme ve Çevre Sorunları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Mithat Arman KARASU, TÜGEM Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği Başkan Vekili Mustafa Hakan ÖZELMACIKLI , Orkent İnşaat İmar San.ve Tic.A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Nihat ŞEN ve ŞUTSO Hukuk Müşaviri Av.Cüneyd ALTIPARMAK birer sunum gerçekleştirdi.
Program Soru, cevap ve plaket töreni sonrası sona erdi.